İlk Otuz Saniyede Oluşturduğun İmaj Ne?

by Pınar Kabil

“Merhumu nasıl  bilirdiniz” sorusundan önce yapmamız gerekenler var bu dünyada. Hem öğrenerek , hem de öğreterek.Boş olan arazimize dikeceğimiz ağaç fidanlarını öyle bir seçmeliyiz ki , Okaliptüs ağacı gibi yüzeye yakın yatay olarak kök salmayanlardan olmalı. Gelen her fırtınaya hazır dim dik ayakta kalmak için dibe doğru köklenenler tercih edilmeli , tıpkı bir çınar ağacı gibi…

Hiç düşündünüz mü, yaşantınızdaki iletişim networkünüzü  nasıl kurdunuz diye? Sahip olduğunuz enerji, konfor alanınız, görünen ve görünmeyen sınırlarınız, teslimiyet veya hakimiyetiniz… Bunların hepsine siz mi karar verdiniz,? Yalnızca sizi mi etkiledi tüm bunların gidişatı, yoksa etrafınızda gerçek veya sosyal medyanızdaki  ağa takılanlar da nasinbini aldılar veya alır mı dersiniz?

Sahip olduğun ilk networke, seni  annen dahil etti. Sana bu dünyada ilk yapılacak şeyleri o öğretmeye başladı. Nasıl enerjini  üreteceğini, seni en iyi şekilde besleyerek en iyi yolun bu olduğunu gösterdi sana. Sen enerjini üretebildiğin ilk gün, ayağa kalktın ve o ilk adımını attın. İşte önemli olan buydu senin için; o ilk adım. Attın  adımı ve komşunuz  çocuğu ile sizi ilk ziyareti sırasında, kendini hatırlatmak için hemen onlara doğru yürüdün.Dikkatlerini çekmek, bak ben burdayım  demek network  elemanlarını oluşturmak için. Hatırladıkları o ilk saniyeler, hafızalarında en az 8 yıl kalacağı, sonradan yapılan bilimsel deneylerle kanıtlanacaktı…

Büyüdükçe çevrendeki her bir bireye, seni sen yapan ve onların unutamıyacakları birçok özelliğini göstermeye çalıştın.  Eğer çok da özelliğin yoksa  akılda kalmayı sağlayacak, network kurmaya biraz ara vererek özelliklerini geliştirmeye zaman  ayırdın. Ta ki akılda kalmak için , etkileyebileceğin, o ilk adımı attıracak anahtarı bulmak için.

İlk izlenim sadece 30 saniyede oluşuyor ve sizinin ön yargınızın %80 nini oluşturuyor . O izlenimi yok etmek ise,  en az otuz dakika sürebiliyor. İnsanlar  ellerindeki  bu çok kısa zamanı, ilk karşılaşmalarda hatırlanmak için özenle kullanmanın ve “ kilit  cümle ve davranış modellerini” oluşturmaya  yönelik yöntemleri bulmanın yollarını arıyorlar. Beden dili ve etkin tanışma metodlarını bilmek, bu yüzden çok önemlidir.

İnsan beyni dakikada  500-800 kelime düşünüp, 300 kelime duyabiliyor , bunun yanında sadece 150 kelime söyleyebiliyor. Bu  demek peki? O ilk 30 saniye var ya  intibanın %80 ninin oluştuğu, toplamında 70-80 kelimelik öyle  cümleler kuraman gerekiyor ki, hayat boyu hatırda kalabilesin.. Aynı şey   tanışacağın kişinin de aşması gereken bir engeldir. Kendisini öyle ifade etmeli ki sana,  30 saniye içerisinde  sende oluşan intiba, onu yıllar boyu hatırında tutmanı sağlayacak güçte olsun.

Kurduğumuz networklerdeki her bir bireye zaman ayırmalıyız.  Seçtiğimiz fidanları diktik, ormanımız oldu ve diktiğimiz ağaçlar dibe doğru kök saldı . Eğer biz bu ormanı sulamazsak, o kadar emeklerimiz heba olup gider. Kurur ağaçlarımız, çöldeki bedevi olur, tek başımıza kalabiliriz. Networkünü besle, ona sahip çık. Bunu nasıl mı yapacaksın? Ön yargılarından sıyrılarak.  Hep derler ya çocukluğunuza inelim diye. Evet o önyargılar hep çocukluğumuzda bize öğretilmiş yanlış ifadelerden doğmuş. Bugün  en iyi  eğitmlimiz bile , bir seminer ortamında, bir toplulukta gidip yabancı biriyle tanışamamasının tek sorumlusu çocukluğumuz. Belki de kendimizi çok iyi ifade edecektik, anahtar cümlemizi kurup , çok güzel bir iş birliği, bir arkadaşlık başlatabilecektik; tanışabilseydik tabi. Çocukken bize öğretilen;, “yabancılarla konuşma, babana bile güvenme,elalemin işine karışma” negatif yüklemeler…

Yok yok o kadar da çaresiz değiliz canım. Dedim ya belli bir noktaya kadar çocukluğumuzun etki alanındayız. Sonradan edindiğimiz kazanımlar, bizim kuracağımız networklerin yaygınlaşmasında etkili  olacak donanımları bize sağlar. Nedir bunlar peki? Aldığımız aile ve toplum kültürü, eğitimimiz, kişisel bilgi ve becerilerimiz, diğer ülke kültürlerinden edindiğimiz tecrübeler vs…Tüm bunlar ,bizim birşeyi anlatırken , kendimizi eksik bulduğumuz noktaları tamamlar ve  iletişim kurabilecek anahtarı sağlar.

Yine de bizim toplumumuzda , hiç tanımadığın biriyle bir seminerde bir işbirliği başlatabilecek cesareti olanların sayılarının çok olacağını düşünmüyorum ne yazık ki.. Bu makalemin ardından katılacağınız ilk seminerde, tanışmak istediğinize elinizi uzatın lütfen, ve ilk 30 saniyede söyleyeceğiniz anahtar cümlenizi önceden oluşturarak yaklaşmanızı şiddetle tavsiye ediyorum.Başınıza olumsuz birşey gelirse benden bilmeyin. Hani bir bayana yaklaşırken de  iki kat dikkatli olmanızda fayda görüyorum. Her  an kafanıza bir çanta indirebilme ihtimali karşısında temkinli , bir o kadar da sabırlı olmalısınız…

Kalın sağlıcakla,

Pınar Kabil

Erete bilgi ve Güvenlik Sistemleri Ltd. Şti.

Pinar.kabil@erete.com.tr

Yıldız Teknik Üniversitesi Matematik&Network Mühendisliği Bölümünden mezun oldu. Üniversite yıllarından itibaren çalışma hayatındaydı. Önce bilgisayar programcılığı sonra Network mühendisliği ,akabinde tecrübelerini birleştirdiği ekip arkadaşları ile kurucusu olduğu şirkette Güvenlik Sistemleri konusunda projeler üretti.. Yaşam Boyu Öğrenme prensibiyle herdaim kendine uygun eğitimler ile hep güncel versiyonunu kullanmayı tercih etti. ICF ( International Coach Federation) onaylı eğitmen oldu ve yüzlerce kişi yetiştirdiği ve bundan sonra da yetiştireceği @pinarkabilakademi 'yi kurdu. Dijital Dönüşüm, Liderlik, Beden Dili, Networking, Satışta Ustalaşma, Proje Yönetimi, X,Y,Z kuşakları arasındaki Dijital Çatışma, Geleceğin Meslekleri, Geleceğin Çalışma Şekilleri gibi eğitimler ile birçok kişi ve kuruluşa yol açıp koşmalarını sağladı, sağlayacak.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Top